11 Mayıs 2012 Cuma

Bu sabah gün aymadı.


Gün daha başlamadan bitsin istiyorum, oysaki saat 11e bile varmadı daha. Sabaha karşı mide bulantısıyla uyanmamla başladı her şey. Sevemedim bugünü aslında sevmemek için bir sebebim de yoktu. Güneş bile doğmamıştı ki bugün..

Yolunda gitmeyen şeyler bilirsin, bilmek degil de hissedersin belki de. Söylemek istersin delice, ama yapamazsın. Onu sarsıp kendine getirmek istersin. Sen böyle yapmazsın, bu böyle olmamalı demek istersin ama engel olur bir şeyler. Çünkü bazen insan yüzleşmek istemez gerçeklerle, kaçmak ister. Sanki kaçınca her şey daha güzel olacakmış gibi.

Bugün güzel bi gün degil. Düzelsin diye bir şey yapasım da yok, yapmam gerekenleri yapamıyorken. Hava da aydınlanmadı hala, demek ki onun da bir şeyleri düzeltesi yok. Kim bilir belki de onun da canını sıkan şeyler vardır da ondan böyledir..

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Belirsiz..

Öyle belirsiz ki her şey. Bu yazıya başladığımda sonunun nereye gideceğini bilemediğim kadar belirsiz. Bir yanım durmadan konuşup her şeyi dökmek isterken, bir yanım beni frenlemekle meşgul. Emin olamayınca bir şey yapamıyor insan, bekliyor.. Sanki bekleyince ne olucaksa? Sonunu görebilse, başlangıcı yapacak da neler olabileceğini kestiremiyor. Aslında sonunu görmek ona ne katacak ki daha bir şey başlamamışken? Bazı şeyleri akışına bırakmak gerek, sen ne kadar çabalasan da her şey olacağına varmayacak mı zaten yine de?  Hem bu kadar düşünceye ne gerek var ki? Diyorum ya çok belirsiz her şey, fazlasıyla belirsiz..